Trafik kazası sonrası araçta değer kaybı nedir ve nereden nasıl talep edilir?
Maddi hasarlı bir trafik kazasına karıştınız ve aracınız bu kaza sebebiyle hasar gördü ise aracınızın ikinci el piyasa değerinde meydana gelen düşüş nedeniyle zarara uğramışsınız demektir. Bu durumda zararınızı ne şekilde ve kimden tazmin edeceğinizi merak ediyorsanız yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz.
Kazada kusursuz olan ya da daha az kusurlu olan tarafsanız ve aracınız kaza nedeniyle hasar gördüyse; aracınızın önceki değerine nazaran piyasa değerinde meydana gelen azalmanın kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf olarak tazminini isteme hakkınız vardır. Zira, kazaya karışıp hasar gören aracın, en iyi şekilde tamir edilmiş olsa bile, TRAMER (Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi) kayıtlarında yer alacak kaza kaydı nedeniyle, piyasa değerinde bir düşüş olması kaçılmazdır.
Kaza sonrası öncelikle mutlaka bazı hususlarda dikkatli olmalısınız;
-Kazanın gerçekleştiği anda tutulan kaza tutanağının, hasarın detaylarını belgelemesi gerekir. Bununla beraber tutanakta kazaya karışan araçların plaka numaraları, sürücülerin adı, adresi, ehliyet bilgileri ve sigorta bilgileri belirtilmelidir. Ayrıca, kaza tarih ve saatini, kaza yerini, hava koşullarını ve trafik şartları da tutanağa geçirilmelidir.
-Kazanın gerçekleştiği anda araçların özellikle hasarını gösteren fotoğraflarının çekilmesi gerekir.
Bu hususlarda eksiklik olması halinde başvurunuz sonucunda talebinizin karşılanma ihtimali azalır. O nedenle tutanakların tam olması ve kaza anına ilişkin fotoğraflar önemlidir.
Kaza oldu, tutanaklar tutuldu ve fotoğraflar çekildiyse artık sonrasında oluşan değer kaybının tazmini kısmına geçebiliriz demektir.
Öncelikle değer kaybını kısaca tanımlarsak; bir trafik kazası sonucu kazaya karışan aracın, kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki ikinci el piyasa değeri arasındaki düşüş farkı olarak tanımlayabiliriz.
Araç değer kaybı taleplerinde, öncelikle, kazanın çift taraflı olması gerekir. Tek taraflı kazalarda eğer kasko poliçenizde araç değer kaybına ilişkin teminat yoksa değer kaybı talebinde bulunamazsınız.
Trafik kazasında kusurlu veya daha fazla kusurlu olan taraf, kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmayan ya da daha az kusurlu araç sahibinin zararını karşılamakla yükümlüdür. Kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybından Karayolları Trafik Kanunu gereğince;
-Zarar veren sürücü,
-Aracın ruhsat sahibi,
-Varsa aracın işleteni,
– Zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketi,
– Aşan kısım yönünden eğer var ise ihtiyari mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketi
müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.97’ye göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuru yapılması şarttır.
Trafik Sigortası Genel Şartları kapsamında değer kaybı başvurusunda bulunabilmek için;
-Kazaya karışan aracın kazada pert olmamış olması gerekir. (Kazada aracın pert olması durumunda, aracın tam hasarlı hale gelmesi söz konusu olduğundan, değer kaybı talep edilemez. Bunun yerine aracın hurda bedeli talep edilmelidir.)
-Başvurucunun, meydana gelen kazada kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf olması gerekir.
-Kaza sonucu meydana gelen hasarın onarılmış olması gerekir.
-Son olarak ise, parçaların daha önce bir kaza nedeni ile onarılmamış olması gerekmektedir. Örneğin aracınız hasar alan kısmı zaten daha önceden boyalı ise ve kaza nedeniyle oluşan hasar yine sadece aracın boyanması suretiyle giderilebiliyorsa değer kaybı söz konusu olmayacaktır. Ancak aracınız daha önce boyalı olsa dahi oluşan hasar nedeniyle parça değişimi gerekiyorsa bu takdirde değer kaybı oluşacaktır.
Sigorta şirketine yaptığınız başvuru 15 gün içerisinde yazılı olarak cevaplanmazsa yahut verilen cevap talebinizi karşılamıyorsa 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi gereğince tahkim yoluna başvurabilir ya da TBK m. 49 vd. düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna dayanarak dava açabilirsiniz.
Bununla birlikte Arabuluculuk Kanunu gereğince tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri tüm özel hukuk uyuşmazlıkları, işleri ve davaları ihtiyari arabuluculuk uygulaması ile çözüme kavuşturulabilir. Arabuluculuk; sizin mahkeme dışında hızlı, kesin ve her iki tarafın iradesine uygun bir şekilde arabulucu aracılığıyla uyuşmazlığınıza çözüm üretebileceğiniz bir alandır.
Zaten dava açmak isterseniz TTK M. 5/A uyarınca arabuluculuk yoluna başvurmak zorunludur. Burada arabuluculuk bir dava şartı olarak öngörülmektedir. Arabuluculuk sürecinin anlaşmama hali ile sonuçlanması ile dava açılabilecektir.
Peki Araç Değer Kaybı Nasıl Hesaplanır?
Araç değer kaybı hesaplanırken aracın rayiç bedeli, hasar miktarı, kaza anındaki aracın kilometresi, aracın marka ve modeli, üretim yılı, trafiğe çıkış yılı, aracın pazar değeri gibi etkenler birlikte değerlendirilerek hesaplama yapılır.
Yasal mevzuatlarda meydana gelen değişiklikler nedeniyle değişen dönemlerde hesaplama usul ve esasları değişebilmekte başvuru zamanındaki yargı kararları tarafından kabul edilecek hesaplama tekniklerinin uzman avukatlardan destek alınması suretiyle mağduriyet oluşturulmadan başvuruların yapılması önemli bulunmaktadır. Zarar görenlerin internet sorgularında eriştiği hesaplama yöntemleri cari ve geçerli olamayabilmektedir.
Araç değer kayıplarına ilişkin olarak hak kaybına uğramamanız için kaza sonrası zamanaşımı konusuna özen göstermeniz gerekir. Değer kaybına ilişkin talepler; zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl; herhâlde kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı süresini kaçırmadan başvuru taleplerinizi iletmeniz gerekir.
Vatandaş olarak hiçbir aracı kurum veya şahıs olmaksızın kaza sonrası sigorta şirketine, tahkime bireysel olarak başvurabilir ayrıca dava yoluna da gidebilirsiniz. Ancak yargılama süresince başvuru şekli, yöntemi, ara karar ifaları, bilirkişi raporu, rapora itiraz gibi yargılamanın şahsına özgü teknik hususların avukattan profesyonel destek alınarak yapılması vatandaşlar açısından hak kaybının önlenmesinde önem arz etmektedir. Bu konuda profesyonel destek alınmadığında büyük mağduriyetler yaşanabilmekte olup, profesyonel destek alınması son derece önemlidir.
Mevcut danışmanlık şirketi adı altında faaliyet gösteren teşekküllerden yardım almak yerine özellikle bu hususlarda doğrudan avukatlardan yardım alınması ileride yaşanacak sorunların engellenmesi adına tavsiye edilmektedir.
Av. Seda YUVALI
Post a comment