ÖZET:

“Sigortacılık Kanunu’nun 30/23. maddesi “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanır.” hükmüne haizdir. Hakem heyetince Hukuk Muhakemesi Kanunu’nda mahkemeler için öngörülen direnme kurumunun kıyas yoluyla hakemler içinde geçerli olduğu ileri sürülmüştür.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre direnme yetkisi devlet (ilk derece) mahkemelerinin ve istinaf mahkemelerinin tekelindedir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesine göre; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar vermekle görevli kılınmıştır.

Hakemlerin direnmesini mümkün görmek, uyuşmazlığa düşen tarafların resmî yargıyı bırakarak, uyuşmazlığı bir an önce hallettirmek için anılan iradi alternatif yolunu seçmedeki amacına da aykırıdır (Özbay, İbrahim: Hakem Kararlarının Temyizi, Ankara 2004, s. 372 vd). Sigortacılık Kanunu’nun sigorta konusundaki uyuşmazlıkların uzman kişiler tarafından az maliyetle, hızlı ve adil şekilde çözüme kavuşturularak sigortacılık sektörüne olan güvenin artırılması yönünde güttüğü gayeye de uygun düşmemektedir.

Bozma kararından sonra yeniden seçilen hakemler bozma kapsamıyla sınırlı olarak inceleme yapmaktadır (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 23.10.1972 tarihli ve 1972/2 E., 1972/12 K. sayılı İBK kararı).

Daha açık bir ifadeyle sigortacılıkta tahkim müessesesi hızlı ve adil çözüme ulaşmak hedeflenmiştir. Zira somut olayda da uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 440/III-4. maddesi gereğince hakem kararlarına karşı karar düzeltme yoluna dahi başvurulamayacaktır. Netice itibariyle Uyuşmazlık Hakem heyetince direnme kararı verilmesi mümkün değildir.”

Loader Loading...
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

Loading